T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
TRABZON / ORTAHİSAR - Bener Cordan Ortaokulu

Kültür Sanat

İKİ  ARKADAŞ

Kübra Esma'yı mahallenin parkında sözleştiği saatte beklemeye başladı. Gecikince telefonuyla aradı.

-Esma neden geciktin acaba?

     -Gelince online analiz (yüzyüze konuşmak) ederim,deyip telefonu kapattı. Kübra hiçbirşey anlamadı. Sonunda Esma geldi ve ne demek istediğini sordu:

   - Sen online analiz ederiz derken ne demek istedin?Neden Türkçemizde güzel ve anlaşılır kelimeler varken kullanmıyorsun?

    -Böyle daha eğlenceli geliyor bana.

    -Ama hiçbirşey anlamıyorum Esma.

     -Günümüzde trend (öne çıkan) kelimeler var ve herkes kullanıyor . Senin haberin yok mu?

     - Gerek var mı? Benim hiç hoşuma gitmedi , Kübra.

     -Eksantrik (ilginç) diyalog (karşılıklı konuşma)konuşma oluyor şuan. Biraz relax ol (rahat)dedi Esma.

     - Lütfen daha anlaşılır konuşalım. Türkçemizin zengin kelimelerinden faydalanalım. İşte ozaman herkes birbiriyle doğru iletişim kurmuş olur ve yanlış anlaşmalar meydana gelmez.

       - Evet arkadaşım haklısın. Teşekkür ederim beni uyardığın için. Bundan sonra kullandığım kelimelere dikkat edeceğim.

      - Tamam ozaman hadi oyunumuz başlasın Kübra.

      - Peki Esma şimdi start (başlamak)verebiliriz.

       -Yaaa start (başlamak) mı?

        -Şaka yaptım , şimdi oyunumuza başlayabiliriz canım deyip güzelce keyifli oyun oynadılar. 

Ecrin Maradaoğlu- 5B

(2022-2023)

 

:'Hepimizin bildiği gibi güzel Türkçemiz bizim ana dilimizdir,anamızın ak sütü gibidir.Sağlıklı bir iletişim için Türkçeyi etkili ve güzel kullanmalıyız.Sözlerimizin karşı taraf açısından iyi bir şekilde anlaşılması Türkçeyi etkili ve güzel kullanmaya bağlıdır.Konuşurken kelimeri seçerek konuşmalı,yanlış anlaşılmaların önüne geçmeliyiz.Ne demek istediğimizi karşımızdaki kişi rahat ve net bir şekilde anlayabilmelidir.Bu da dil ile yapılmaktadır.Düşünerek konuşmalı,yanlış kelimeler kullanmaktan kaçınmalı,karşı tarafa kendimizi güzelce ifade edebilmeliyiz.Yani Türkçeyi iyi bilemek,etkili ve güzel kullanmanın iletişimdeki yeri ve önemi tartışılamaz.Güzel dilimiz Türkçeyi etkili kullanmadığımız zaman dil yanlışı yapmış,yanlış anlaşılmalara yol açmış oluruz.Bu durumda insanlarla iyi bir iletişim kuramayız.Günlük hayattan örnek verecek olursak bir arkadaşım çok hızlı konuşuyordu,bundan dolayı ne dediği anlaşılmıyordu.Yani Türkçeyi güzel kullanamıyordu.böylelikle iletişimde aksaklıklar yaşanıyordu.Buda ne dediğini anlamayı zorlaştırıyordu.İşte bu örnekten Türkçeyi etkili ve güzel kullanmanın iletişimdeki önemini daha iyi anlayabiliriz.O yüzden konuşurken tane tane konuşmalı,kelimeleri doğru telaffuz etmeli,nezaket kurallarına uymalı ve etkili bir uslupla konuşmalıyız ki iletişim amacına ulaşsın.Arkadaşlar konuşmam burada bitmiştir.Beni dinlediğiniz için hepinize teşekkür ederim. 

Bedirhan Aydın 5-B (2022-2023)

 

- Slm Nilay.

-Slm Tuna.

-Nbr.

-İylk.Senden nbr?

-Bndn iylk.Bgn turnuvaya gelmeyi unutma.

-Tmm.

-Grşrz ki bb.

Muhtamelen çoğunu anladınız.Yazılı olduğundada yadırgamıyorsunuzdur belki ama seslendirilince tuhaf gelmiş olmalı.Haklısınız bana da tuhaf geldi.Son zamanlarda internette gerçekleşen konuşmaların hemen hemen hepsi kısaltmalarla olmaya başladı.Hatta bu konuda yeterince hassas davranılmadığı için başka tür bozulmalarla da karşılaşıyoruz.Örneğin; Sözcüğün etkisini arttırmak için bazı harfleri tekrar etme. Sözlüklerde olmayan kelimeler türetme. Türkçe kelimeleri Türk alfabesinde olmayan harflerle yazma.Tükçe karşılığı olduğu halde İngilizcesini kullanma.Bu tür yazışmaların yazışmaların iyice yaygınlaştığını,örneğin;Tüm duygu ve düşünceleri kısaltmalarla anlatma alışkanlığının yerleştiğini düşünün.Sizce de sözlüklerdeki binlerce kelime anlamını kaybetbez mi?Bu alışkanlıklar kelime dağarcığımızı daraltıp iletişim sorunları yaşatmaz mı? Kısaltmalarla şiir yazılabilir mi mesela.Hele şarkılar ne hale gelir.Kötü veya bozuk bir Türkçeyle yazılmış özgeçmiş dokümanını bir internet ilanını veya blok yazısını insanlar ciddiye alır mı? Bence hayır. Okumak bile istemezler.Öyleyse dilimize sahip çıkmalı her türlü yazılı ifademizde dilimizin kullanımına estetik kullanımına özen göstermeliyiz.Bunu hem dilimizi korumak hem kültürel,sanatsal,sosyal ve milli varlığımızı sürdürmek hem de toplunda güvenilir ve saygın kişiler olarak kabul görmek için yapmalıyız.

Alperen KOTBAŞ -5B

(2022-2023)

 

 

 

Sevgili Kurt,

         Seninle alakalı birçok şey merak ettim. Araştırmalarıma göre iki buçuk santimetre uzunluğunda dişlerin varmış. Bu dişlerle avlarını kolayca parçalayabiliyormuşsun. Dünya'nın her yerinde iklim koşullarına uyan türlerin varmış. Hele Sibirya  kurduna bayılıyorum. Gözlerindeki mavilik onun bütün vahşiliğini örtüyor sevimli bir hale dönüştürüyor onu. Kaynaklarda bu kurdun evcilleştirildiğini okumuştum.

           Özgürlüğü seviyorum. Bence sen doğanın en özgür hayvanısın. Çöller dışında istediğin her yerde yaşıyorsun. Karada yaşayabildiğin gibi suda da yüzebiliyorsun. Çok ilginç! Bir kurdun iki  aylık gebelik süresi varmış. Çok kısa bir süre bu bence. Doğumlarda çok fazla sayıda yavru doğurman sıkıntılı bir iş olmalı. Bir annenin birden çok yavruya bakması sorumluluk ve fedakarlık gerektir. Babam Türk destanlarında kurdun liderlik vasfıyla öne çıkarıldığını hatta Oğuz Kaan destanında bir kurdun Oğuz Kaan'a yol gösterdiğini anlattı. Cesaret ve kahramanlığın simgesiymişsin. Zaten bir kurt sürüsün de her zaman bir lideri olurmuş. Tabii ki öyle olacak. Lider dediğin kitleleri peşinden sürükleyecek, onları idare edecek ve birlikteliği sağlayacak özelliklere sahip olması gerekir.

           Doğanın insan eli ile bozulduğu günümüzde yaşam senin için zorlaşsa da keskin zekan ve  liderlik vasfınla her sorunun üstesinden geleceğine inanıyorum. 

Hoşça kal...

 Burak Eren KABAOĞLU

           6/K  Ekim 2019

Canlılar

Sevgili Arkadaşlar,

Size canlılarla alakalı bir konuşma yapacağım.

Canlılar doğup büyüyen, hareket edebilen, ihtiyacı olan varlıklardır. İnsan en gelişmiş bir akla sahip olan varlıktır. İnsanla birlikte bitkiler ve hayvanlar doğada birer canlı olarak varlığını sürdürmektedir.      

Allah çevreyi bir denge içerisinde yaratmıştır. Allah bu dengenin devam etmesini ister fakat insanlar bu dengeyi bozarlar. Örneğin Kanada'da fok balıklarının derisi çok pahalı olduğu için yılda 300000 (üç yüz bin)'in üzerinde  fok balığı öldürülüyor! Açıkçası insanlar hayvanları hiç önemsemeden yaşam haklarını ellerinden alıyorlar. İnsanlar bina yapmak için tüm bitkileri katlediyorlar. Ağaçları kesiyorlar. En azından onların yerine yeni ağaçlar diksinler. Fabrika atıkları denize atılıyor. Fabrikada işlem yapsınlar ama arıtarak suyu denize bırakabilirler. İnsanlar, özellikle kadınlar parfüm sıkarlar. Biz klima alıp rahatlıyoruz ama kutuplar rahatlamıyor. Küresel ısınma nedeniyle buzlar eriyor. Biliyorsunuz ki Ay'ın atmosferi yok denilecek kadar ince ve meteorlar Ay'da kraterler oluşuyor. Birkaç yıl sonra bu kraterler Dünya'da da oluşacak. Böyle parfüm gibi kokular kullanmazsak meteorlarda Dünya'ya iniş yapamaz.

İşte insanlar bu kadar cani oluyor. Biz böyle olmayalım. 

  Burak Eren KABAOĞLU

5-K Aralık 2018

HAYATTAN ZEVK ALMAK 

 Zaman bir bardak su gibidir. Suyu içersin ve hemen tükenir. Farkına bile varmazsın. Ancak aralarında bir fark vardır ki biten suyu yerine getirebilirsin, zamanı ise asla.Herkesin yaptığı bir işten sonra keşkeleri mutlaka vardır . Ancak bir işe yarar mı? Giden zaman geri gelir mi? Her insanın hayattan bir beklentisi vardır. Fakat zaman geçtikçe gerçekleşir bunlar. Zaman içerisinde gösterdiğin çabalar hiçbir zaman boşa çıkmayacaktır. Önemli olan geçen zamanın bilincinde olmaktır. Hayattan zevk almaktır. Sabah kalkarsın ve yapacağın işleri bir sıraya koyarsın. İşte onları yap0arken vaktin nasıl geçtiğinin farkına bile varmazsın. Bir bakarsın vaktin nasıl geçtiğinin farkına bile varmazsın. Bir de bakarsın akşam olmuş. Koca bir gün daha yok olmuş. Farkında mısın bilmem ama karanlıktan sonra güneş doğar. O dondurucu soğuktan sonra çiçekler açar.Uzun lafın kısası hayattan zevk almak istiyorsak zamanı iyi kullanmalı, boşa vakit geçirmemeliyiz. 

 Neslihan KAR
5-D 873 
 VAKİT

Bir varmış bir yokmuş,

Zaman akıp kaybolmuş.

Güzel vakitlerin değerini,

Hiç kimseler anlayamamış. 

Bir daha geri gelmeyecek,

Zaman akıp geçecek.

İnsanların sözleri,

Keşke ile sürecek.

  Neslihan KAR
5-D 873

SEN YETER Kİ İSTE

Araya dağlar girmedikçe,

Farklı düşünme dert olmadıkça,

Gönüller ayrı düşmedikçe,

Her daim kardeş oluruz. 

Kötülüğe başvurmadıkça

Dostluğu kardeşliği unutmadıkça

Birbirimizi kırmadıkça

Her daim yoldaş oluruz 

İnsanlığı yok saymadıkça

Birbirimize hor bakmadıkça

Araya fitne sokmadıkça

Her daim tanış oluruz.

Kardeşliği ilke saydıkça

Yoldaşlığa kucak açtıkça

Tanışlığı dost saydıkça

Her daim mutlu oluruz. 

 Nefise ŞAHİN

6-E 1481
DENİZDE BİR GÜN

 Bir denizi ele alalım. Deniz deyince aklımıza neden balık gelir? Denize dalıyoruz. Sabah güneş doğmak üzere, biz denizin ortasında bir gemideyiz. Hemen hazırlanıp denize atlıyoruz. Bir inişimiz var ki uyuyan balıklar uyanıyor. Sadece balıklar değil, o yer altındaki bitkiler, yosunlar oraya buraya savruluyor. Balıklar deniz kabuklarının içine giriyor. Denizanaları sakince yüzüyor. Biraz daha aşağıya iniyoruz. Aşağısı çok güzel, asıl güzelliğin içindeyiz. Her şeyi yakından görüyoruz. Yosundan başka bir sürü bitki... Göz kamaştıran bir güzellik. Bu güzelliğin içinden çıkmak istemiyoruz. Güneş tepeye vuruyor ve bu sessiz deniz hareketleniyor. Biz de onlarla birlikte yüzüyoruz. Milyonlarca güzellik! Bu güzelliğe dayanamıyoruz. Rengârenk balıklar ayrı bir güzellik katıyor denize. Gittikçe derinleşiyor deniz, biz de bu derinliğe gidiyoruz. Bir balık ordusunu takip ediyoruz. Her gittiğimiz yer ayrı bir güzellik. Artık hava kararıyor ve gitme vakti geliyor. O güzelliklere veda ediyoruz. Balıklarla vedalaşıyoruz. Kendimizi bu göz kamaştırıcı güzellikten alamıyoruz.

Aslı Işıl YILMAZ 6-B 944

 

 
 
Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 25.12.2012 - Güncelleme: 28.11.2022 11:04 - Görüntülenme: 3669
  Beğen | 6  kişi beğendi